Genç Turka [[ C* ]]

Suavi

Albümleri
  • Deli gönlüm
  • Yıllar sonra (Aydın mısın?)
  • Yalıçapkını
  • Tükenme
  • Çığlık Çığlığa
| Röportaj
SUAVİ: "Bu yiğit halkın bilinçlenme sürecine katılmak, temel görevimizdir"

Yürüyüş: "Ortak Düşman Amerika'dır" adıyla düzenlenen peşpeşe birçok konsere katıldınız; bu konserler sizde nasıl bir etki bıraktı?

Suavi: Ortak Düşman Amerika'dır adıyla düzenlenen etkinlikler konserden çok politik bir öncü hareketti. Üstelik yarattığı etki açısından küçümsenemez bir etkinlik olarak önemliydi. Etkinliğe muhatap tüm taraflarda iz bıraktı. Çünkü samimi, kişisel çıkarlardan uzak ve popülist kültürden arınmış bir sivil itaatsizlik buluşmasıydı. Estetik bir isyandı. İnanıyorum ki moral açısından müthiş bir değer de üretti. Bu etkiyi çok önemli buluyorum.

Yürüyüş: Konserlerin adı olan "Ortak Düşman Amerika'dır" sözü, size ne düşündürttü ilk anda? Bir konser adı olarak veya politik olarak bu şiarı bugünün dünyası ve ülkemiz açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suavi: "Ortak Düşman Amerika'dır" sözü, kuşkusuz önemliydi. Ancak içini doldurmak gerekiyordu. Hem sahnedeki repertuvar, hem dinleyiciyle paylaşılacak içerik açısından titizlik gerektiren hassas bir buluşmaydı. Dünyanın yaşadığı gerçeklik gözönüne alındığında ise katılmak-katkı sunmak ve sorumluluk almak kaçınılmazdı. Bu anlamıyla içinde olmam gerektiğini ve önemli olduğunu düşünerek dahil oldum projeye.

Yıllardır kullandığımız bu başlık, yeniden gündeme alınmıştı. Bu ise kitle bilinci yaratmak – hafıza tazelemek ve umutlanmak açısından önemli bir fırsat olarak görünüyordu.

Anti-emperyalist mücadele tarihimizin tanıklık ettiğim tüm sancıları-hüzünleri-katliamları-kayıpları ve kazanımları bir bir geçtiler gözümden ve en çok da YARINLARIMIZ açısından önemini düşündüm.

Bir konser olmaktan öteye bir işti. Adı bilinçle seçilmişti. Günümüz açısından ise bu başlık önemli ve bir o kadar da isabetti. Tüm dünya halklarının ve de özellikle emekçilerinin, emperyalizmin her türden istismarına hedef olduğu, halkların kardeşçe yaşama arzusuna kurşunların sıkıldığı ve ortak tüm değerlerimizin içi boşaltılarak değersizleştirilmeye çalışıldığı günümüzde, ittifak bilinci yaratmak, düşman olanı doğru saptayarak işaret etmek ve bunu müzikal bir isyana dönüştürmek, sanatın gücüyle haykırmak asla küçümsenmeyecek bir buluşmaydı. Bu yanıyla başlık, bir kitle bilinci oluşturma açısından akıllıcaydı.

Çünkü emperyalizm demek hala kan-kin-talan-yalan-savaş ve sömürü demek. Ve bu çürümüşlüğe, adaletsizliğe karşı bir muhalif direncin içinde olmak, dünyadaki direnişçilere de eklenmek, destek olmak açısından ülkemizde bir ışık yakmaktı.

Yürüyüş: Halkımızın, gençliğimizin anti-emperyalist duyguları, mücadelesi konusunda nasıl bir izlenim edindiniz konserler boyunca?

Suavi: Anti-emperyalist duygularımızla, anti emperyalist mücadele bilinci arasındaki fark doğaldır ki bu etkinlik alanlarına da yansıdı. Duygu anlamında bir sorunumuz olduğunu düşünmüyorum. Sorun; anti-emperyalist mücadelenin bilincine kararlılığına ne kadar sahip olduğumuzla ilgili görünmektedir.

Özellikle 12 Eylül süreci dikkate alındığında bu bilinç ve mücadele eksikliğini anlamak da mümkündür. Genellikle gençliğimizin okumak-öğrenmek-araştırmak konusunda bir derdi var. Şimdilik önemli bir eksiklik gibi duran bu sorun aslında aşılabilir de bir olgudur. Bu anlamda tüm etkin-yetkin bireylerin ve kurumların ciddi yükümlülükleri bulunmaktadır.

Sistematik olarak kitap okumak-yazmak eleştiri ve özeleştiri olgunluğuna ulaşmak zorunda olduğumuzu görmek durumundayız. Karşı olmak ile bilinçli taraf olmak arasındaki farkı kavrayarak bu eksikliği gidermek zorundayız.

Duygu ve öfke açısından net-kararlı ve gözüpek olmakla birlikte mücadele bilimi ve bilinci-yöntemleri açısından görülebilen bir eksiklik taşıdığımızı düşünüyorum. Bu çıkarsamalar, etkinliklerin sonucu üzerinden ulaşılmış anlamalar değildir. Bu bir genel sorundur. Ve acilen aşılmalıdır. Her kazanım için bilinçli-sabırlı ve disiplinli hamleler gerekmektedir. Bu da ancak kendimize ve halkımıza yaptığımız yatırımla ilgili onunla doğru orantılıdır.

Bu yiğit halkın bilinçlenme sürecine katılmak ve katkı sunmak temel ödevimizdir.

Yürüyüş: Bu konserlerden en çarpıcı izlenimleriniz, dikkatinizi çeken neler oldu?

Suavi: Bu etkinliklerdeki en çarpıcı yan, dayanışma bilinciydi. Birçok dezavantaja karşın, bu projede emek verenlerin başarılı bir şeye imza attıkları kesindir. Bireysel çıkarlardan söz etmeyen sanatçı dostlarımızın, bu önemli projedeki üslubu ve duruşu alkışı hak etmiştir. Bu duruş gerçekten övgüye değer.

İzleyicinin yoğun ilgisi de göstermektedir ki bu etkinliklere susuz kalmışızdır. Bu ilgi, bu coşku ve bu öfke iyi şekillendirilirse müthiş demokratik bir sinerji yaratılabilir. O nedenle bir konser faaliyeti değildir bu buluşmalar. Yarattığı sonuçlar açısından değerlendirilmelidir. Ve dikkatimi çeken en çarpıcı yan ise; aslında ne kadar FAKİR ve ne kadar GURURLU olduğumuzdur.

Fakir ama gururlu-ezilen ama asi-yorgun ama dimdik ve umutlu ve onurlu ve kararlı ve hırslı insanlardı birlikte olup türkü söylediğimiz-horon teptiğimiz-halay çektiğimiz bizim çocuklar.

Yürüyüş: Sanatçılarımızın anti-emperyalist mücadeleye katılımı, bu mücadeleye sanatsal ürünleriyle katkıları sizce yeterli mi, bu konuda neler yapılabilir, neler önerirsiniz?

Suavi: Parça bütüne benzer. Ülkemizin çizdiği sanatçı profilini ve sanat politikasını gördüğünüzde, sorunun cevabını da bulabilirsiniz. Sanatı ve kimi sanat insanını asıl olandan uzaklaştıran, O'na uyuşturucu cazibeler sunan, ete-süte karışma diyen, şan-şöhret-para bahşeden nedir? Kimdir?

Acaba bu alanda emperyalizmin tezgahı var mıdır gibi soruların açılımı nettir ve zorda değildir.

Aynı zamanda bir alt yapı eksikliği sorunu olan bu zafiyetten ancak ÖRGÜTLENME bilinci ile kurtulunabilinir.

Bu hızlı kirlenme sürecinde önce kendinizi kollayabilmek zorundasınızdır. Bu anlamda kendini kollayabilen, bir avuçta olsa, mücadele insanıyla yola devam edilecektir şimdilik. Parçayı kirlenmekten kurtarmak için bütünü ele almak, onu hedeflemek gerekmektedir. Bu da nihai olarak özgürlükçü-çağdaş-demokratik, adaletli, kişilikli bir memleket yaratmakla olanaklıdır. Çünkü bu memleketin de üreten, sorgulayan-mücadele eden ve paylaşan sanatçıya ihtiyacı vardır.

Yürüyüş: Konserler hiç kuşku yok ki, çok zengin, canlı geçti. Sorularımız bu anlamda eksik kalmış olabilir. Bu anlamda sizin konserlere ilişkin eklemek istediğiniz, söylemek istediğiniz başka şeyler varsa onları da dinlemek isteriz.

Suavi: Çok ilgi gören bu çalışma da gösteriyor ki benzeri etkinliklere ekmek kadar ihtiyaç var. İnsanımızın iyiyi-doğruyu ve güzeli hak ettiği kesinken, onu bundan mahrum etmemek lazım. Bir moral, bir kararlılık, bir buluşma olarak önemli olan; içerikli bu tarz etkinliklerin yaygın ve daha da ulusal çapta bir büyüklükte yapılması gerekmektedir.

Kokuşmuş-popülist ve teşhirci anlayışla sanatın incitildiği bu süreçte, bu çirkinliğin boyalı aktörlerine karşı alternatifin gündemde tutulması bir zorunluluktur.



İbrahim GÖKÇEK: (Grup YORUM Üyesi)
"Ülkemiz çok güçlü bir anti-emperyalist geçmişe sahip"


Yürüyüş: Ortak Düşman Amerika'dır adıyla peşpeşe düzenlenen birçok konsere katıldınız. Bu konserler sizde nasıl bir etki bıraktı?

Gökçek: İdil Kültür Merkezi tarafından düzenlenen Ortak Düşman Amerika'dır etkinlikleri için 1 ay boyunca Anadolu'nun birçok iline gittik. Bizim dışımızda Suavi, Erdal Bayrakoğlu, Tiyatro Simurg ve İdil Tiyatro Atölyesi ortak hazırladıkları bir oyunla katıldı bu turneye. Bu turnede öne çıkan en önemli yan insanların coşkusuydu. Ki bu coşku olduğu gibi bize de yansıdı. Çünkü gittiğimiz yerler birçok baskının yaşandığı, insanların hayat şartlarından iyice bunaldığı, yer yer umutsuzluğa düştüğü ve bunu uç boyutlarda yaşadığı yerlerdi. Kimisi adının linç girişimleri ile, faşist saldırılar ile anıldığı illerdi. Ama tüm bunlara rağmen halkın bu salonları doldurması çok anlamlıydı. İnsanların etkinliklere ilgisi dediğimiz gibi çok iyiydi. Kara kışa, soğuk havaya hiç aldırmadan etkinliklerimize geldiler, gelmemezlik yapmadılar, bu da bizleri daha çok motive etti elbetteki.

Yürüyüş: Konserlerin adı olan "Ortak Düşman Amerika'dır" sözü ilk başta ne düşündürttü size? Bir konser adı olarak, bir politika olarak bu şiarı bugünün dünyası ve ülkemiz açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gökçek: Ortak Düşman Amerika adı, bu ülkede yaşayan değişik milliyetlerden, dinlerden, kültürlerden insanların ortak bir düşüncesi aslında. Belki bugün bunu çok dile getirmiyor insanlar, çok fazla ifade etmiyorlar ama bu gerçeğin farkındalar. Yapmış olduğumuz bu kampanya ve konserler vasıtasıyla biz de bu ortak düşünceyi daha somut olarak ortaya koymuş olduk.

Ortak Düşman Amerika'dır denildiğinde ilk aklımıza gelen Amerika'nın yaptığı katliamlar oldu. Bugün kendi ülkemizden tutalım, dünyanın birçok noktasına kadar girmediği yer yok Amerika'nın. Girdiği her yere kandan, acıdan ve öfkeden başka bir şey götürmüyor. Ve bunu yaparken milyonlarca insanın gözünün içine bakarak "Demokrasi" için yapıyorum yalanını söylüyor. Bu anlamda bu isim gerçekten yerli yerine oturdu bu kampanyayla.

Böyle bir kampanyanın bizim ülkemizde örgütlenmiş olmasının da ayrı bir önemi var tabii ki. O da bu ülkenin insanlarının % 90'ının Amerikan karşıtı olması ve çok güçlü bir anti-emperyalist geçmişe sahip olması. Bu kampanya nedeniyle gittiğimiz yerlerde bunu bir kez daha gördük, bu damarın ne yapılırsa yapılsın yok edilemeyeceğini hep birlikte göstermiş olduk.

Yürüyüş: Halkımızın, gençliğimizin anti-emperyalist duyguları konusunda nasıl bir izlenim edindiniz?

Gökçek: Etkinliklerde ilk dikkatimizi çeken şeylerden biri gençlerdi. Gençliğin bu kampanyaya yoğun katılımı, gençliği yozlaştırmaya, bencilleştirmeye çalışanlara da iyi bir cevap oldu. Böylece gençliğin anti-emperyalist damarının kurutulamayacağını bir kez daha görmüş oldular. Biliyorduk bunu ama tekrar görmek bizi daha da coşkulandırdı. Öyle olunca da bu senin konser performansına, oradaki konuşmalarına kadar her şeyine yansıyor.

Yürüyüş: Bu konserlerde en çarpıcı izlenimleriniz, dikkatinizi çeken yanlar neler oldu?

Gökçek: Bu etkinlikler sadece konserden oluşmuyordu. Kısa kurguların gösterildiği, Tiyatro Simurg ve İdil Tiyatro Atölyesi'nin birlikte hazırladığı "Tarih Böyledir" isimli bir tiyatro oyununun da sahnelendiği etkinlikler vardı. Bilgesu Erenus'un yazdığı Mehmet Esatoğlu'nun yönettiği bir oyundu bu. Bu oyun çok etkiledi insanları. Gittiğimiz her yerde salonlar hep kalabalıktı, kapasitesinin üstünde doluydu. Hiç 1000 kişinin altına düşmedi. Bütün insanlar bu tiyatroyu uzaktan da olsa, sahneye uzak bir yerde de olsa, ayakta kalmış olsalar da pür dikkat dinlediler, izlediler, bu çok önemliydi. Tiyatronun içindeki sahnelerden etkilenip slogan attılar, ayağa kalktılar, etkilendiler. Sanatın birçok dalı insanlardan uzak tutulmaya çalışılıyor, insanlar ilgisiz deniyor. Hayır, insanlara gidildiğinde, müzikle, tiyatroyla gidildiğinde bunları izliyorlar, bunları seviyorlar.

Malatya'da konser yapacağımız gün sınır ötesi saldırı başlamıştı. Orada bir provokasyon girişimi oldu. Polis tek tek bizim etkinliğin yapılacağı salonun etrafında bulunan parklara, dükkanlara, mağazalara giderek "bu konser olmayacak, iptal edildi, konser akşam basılacak..." şeklinde provokatif haberler yaymış. Bu kampanyaya duydukları hazımsızlığın bir göstergesi esasında. Bu baskıları birçok insan farklı şekillerde de yaşadı. Ama bunlara rağmen bu kadar baskıya rağmen, engellemelere rağmen insanlara ulaştı bu kampanya. Ve insanlarda dediğimiz gibi "evet haklısınız, çok doğru söylüyorsunuz, biz ne yapabiliriz" dediler. O biz ne yapabiliriz diyen insanlar belki afiş asmadı, belki farklı bir şey yapmadı ama etkinliğe geldi. Orada o coşkuya katıldı. O coşkusunu oraya aktardı. Bu da bir yerde önemlidir. Bu özellik, birlik ve dayanışmanın, örgütlenme ruhunun geliştirilmesi açısından çok önemlidir.

Yürüyüş: Sanatçılarımızın anti-emperyalist mücadeleye katılımları, bu mücadeleye sanatsal ürünleriyle katkıları sizce yeterli mi, bu konuda neler yapılabilir, neler önerirsiniz?

Gökçek: Daha fazla şey yapmak gerekiyor elbette. Aydın olmanın, sanatçı olmanın bu ülkede belki diğer ülkelere göre daha büyük, daha ağır sorumlulukları var. Çünkü birçok şey yaşanıyor ülkemizde birçok hak gasbı, ölümler yaşanıyor, yoksulluk var ve en önemlisi tüm bunların yaşanmasının nedeni olan bağımsızlığımızın olmaması, emperyalizme göbekten bağımlı yeni sömürge bir ülke olmamızdır. Bu nedenle bir sanatçı, bir aydın emperyalizme karşı bir tavır alıştan uzak kalamaz. Biz zaten yıllardır bu mücadelenin bir fiil içerisindeyiz. Sanatımızla, müziğimizle, bu ülkede yaşananları dile getirmeye çalışıyoruz. Sadece dile getirmenin yanında buna karşı türkülerimizle ne yapmak gerektiğini de söylüyoruz. Bizimle birlikte emperyalizme karşı tavır alıp da bu kampanyada yer alan Suavi, Erdal Bayrakoğlu, Tiyatro Simurg, Malatya'da Nurettin Güleç, Samsun'da Ercan Aydın, Bayar Şahin katıldı desteklerini sundular bize. Bunlar çok önemli şeyler, aydınların sanatçıların bir arada olması bir şeyler yapması. Ki bunun meyvelerini Tecrite Karşı Sanatçıların Av. Behiç Aşcı'nın ölmemesi için, tecritin kaldırılması için yaptıkları mücadelede görmüştük. Devam etmeli bu tarz çalışmalar. Ki her zaman devam ettireceğiz, böyle bir düşüncemiz amacımız var elbette. Katılma konusunda kendini geri tutan, konunun politik yanına değil de ekonomik yanını, parasal yanını öne çıkarıp da katılmayanlar da oldu elbet, ama biz burada bunları çok ta tartışmak istemiyoruz. Önemli olan bizimle birlikte olan ve bu etkinliğe emeğini katan sanatçılardı. Konsere katılan sanatçı dostlarımızın dışında bize karikatürleriyle, fotoğraflarıyla destek olan sanatçılarımız da var. Onların ürünlerini de biz aldık bütün Anadolu illerine taşıdık gittiğimiz her yere. Yeterli mi tabi ki yeterli değil bu örgütlülükleri daha da büyütmek gerekiyor. Sanatın gücünü kullanmak gerekiyor. İnsanlara umut taşımak gerekiyor. İstediğimiz yaşanılası bir dünyayı, ülkeyi yaratmak için yapacağımız çok şey var, hiç bitmeyecek yani. Tamam, bu kadar yeter, bu kadar çok şey yaptık bu yeterli hiçbir zaman diyemeyeceğimizi düşünüyoruz. Hep daha fazlasını, daha iyisini isteyeceğiz, daha büyük etkinlikler düzenleyeceğiz. Mesela bu kampanyada 10 bin kişiye ulaştık. Bu yetmez yüz binlere ulaşabilmeliyiz. Milyonlara ulaşabilmeliyiz. Kampanyalar, turneler bunun bir aracı.

Yürüyüş: Konserler hiç kuşku yok ki, çok zengin geçti. Sorularımız bu anlamda eksik kalmış olabilir. Sizin eklemek istediğiniz başka şeyler varsa onları da dinlemek isteriz.

Gökçek: Bu turne 45 kişilik ekibiyle kolektivizmin güzel örneklerinin yaşandığı bir turne oldu. Diyar diyar dolaştık. Böyle bir yolculukta birbirimizle birçok şey paylaştık. İşbölümü yaptık, herkes elini taşın altına soktu bu işte. Herkes birbirine destek oldu, herkesin sorumluluğu oldu, bu anlamda çok iyiydi. Çok etkili. Bizim için katılan tüm sanatçılar için öğretici, bilinçlendirici bir yanı oldu bu turnenin. Bir de bu konserlere genç yaşlı, çoluk çocuk herkes katıldı, herkes geldi. İçinde bir şeyler hisseden, ortak düşmanın Amerika olduğuna inanan, buna karşı bir şeyler yapmak isteyen ya da orada kendini motive eden birçok insan oldu. Eğlencenin ön planda olduğu etkinlikler değildi bu konserler. Sırf halayların çekildiği, müzikal zevkin yaşandığı konserler de değildi. En önemli yanı politik içeriğinin en üst boyutta olmasıydı. Programın içeriği, tiyatrosu, konseri, konuşmaları, mesajları, kurguları ile uzun zamandır yapılamayan politik bir etkinlik gerçekleştirildi. O anlamda çok önemliydi. Eğlencenin bir yanıyla, coşkunun da bir yanıyla olduğu ama politik yanın, yani insanlara bir şeyleri anlatma isteğinin yoğun olduğu etkinlikler oldu. En önemli tarafı da bu oldu etkinliğimizin.

Kaynak

Suavi Albümleri Suavi - Ciglik Cigliga




Suavi - Arkadas.mp3
Suavi - Bilmelisin.mp3
Suavi - Bin Yemin.mp3
Suavi - Çiglik Çigliga.mp3
Suavi - Eyvah.mp3
Suavi - Kaf Dagi.mp3
Suavi - Kalanlarin Ardindan.mp3
Suavi - Ne Fayda.mp3
Suavi - Olmaz Olsun.mp3
Suavi - Safakta Halay.mp3
Suavi - Yillar Sonra.mp3
Suavi - Yolculuk.mp3



http://rapidshare.com/files/91549307...gliga.rar.html







Suavi - Deli Gönlüm




Suavi - Çökertme (Bitez Yalisi).mp3
Suavi - Hasretimdin Sen Oysa.mp3
Suavi - Hasretinden Prangalar Eskittim.mp3
Suavi - Içerde.mp3
Suavi - Iki Gözüm Iki Çesme.mp3
Suavi - Ilkbahar Geldi.mp3
Suavi - Istanbulda Olmak.mp3
Suavi - Özleyis.mp3
Suavi - Pazar.mp3
Suavi - Yokusun Dibinden.mp3



http://rapidshare.com/files/91551293...onlum.rar.html






Suavi - Tükenme




Suavi - Agopun Meyhanesi.mp3
Suavi - Ben Bir Sazdim.mp3
Suavi - Bir Yanim Baharda Benim.mp3
Suavi - Kan Gider.mp3
Suavi - Savrulup Gider.mp3
Suavi - Tükenme.mp3
Suavi - Uzun Yagmurlardan Sonra.mp3
Suavi - Vay Gönlü Yaralim.mp3
Suavi - Veda.mp3
Suavi - Yaz Gibi Gel.mp3


http://rapidshare.com/files/91553014...kenme.rar.html






Suavi - Yali Capkini




Suavi - Al Kirazim.mp3
Suavi - Asla.mp3
Suavi - Eylül.mp3
Suavi - Hasret Türküsü.mp3
Suavi - Mavi Uçurtma.mp3
Suavi - Nerde Kaldim.mp3
Suavi - Oy Gülüm.mp3
Suavi - Sermestim.mp3
Suavi - Yaliçapkini.mp3
Suavi - Yapayalnizim.mp3




http://rapidshare.com/files/91554815...pkini.rar.html






Suavi - Yillar Sonra



Suavi - Ali.mp3
Suavi - Aydinmisin.mp3
Suavi - Bir Yürek Atisi.mp3
Suavi - Memet.mp3
Suavi - Mümkün Degil Mi.mp3
Suavi - Sende Basini Alip Gitme.mp3
Suavi - Uçurum Var Aramizda.mp3
Suavi - Unutamadigimsin.mp3
Suavi - Ve Yine De.mp3
Suavi - Yillar Sonra.mp3

http://rapidshare.com/files/91557248...Sonra.rar.html

Alıntıdır
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol